Genç Akademisyenlerden Başbakan'a Yanıt

#125: - mustafa nazif

bir de değseymiş, çarşaf çarşaf yazacakmışsınız.

gören duyan da sanır ki üç beş tane chp'li genç biraraya gelip yazmış, tüm din düşmanları toplanıp altına imza basıyor.

tamam anlıyorum, chp'nin baskı rejiminden çok çekmişsiniz, bir miktar paranoyak olmak da hakkınızdır, ama bu kadarı da fazla olmuyor mu? ve hatta  edep sınırlarını aşmıyor musunuz biraz? buradaki 1500 kişiden kaçını tanıyorsunuz? hayat görüşleri hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? her muhalif chp'li, chp'li değilse de terörist mi? bu kadar mı renk körüsünüz, aktan karadan başka renk göremiyorsunuz?

sizin ablanızın önünü ben mi kestim lojmana girerken, biz mi kestik?

türban yasağına tamamen karşı duran bir insan olarak, tüm paranoyak ithamlarınızı özenle size iade ediyorum.

asıl can sıkan, mide bulandıran zihniyet sizinkisi. çünkü siz zamanında ezilen taraf olarak hak hukuk gözetmeyi bileceğinize, sizi ezenlerin çocuklarını ezmekte kendinizde hak görüyorsunuz. işte tam da bu yüzden karanlıksınız, çirkinsiniz ve lanetlisiniz.

ismini açıkça yazabilen tarafta olarak içinizi ferah tutun. burada kimsenin sizin ablanızın, eşinizin, kızınızın türbanı ile ilgilendiği yok. sizler bizim inancımız ya da inançsızlığımızla barışamasanız bile. geçti artık, derin bir nefes alın, rahatlayın ve bu mazlum edebiyatını artık bir kenara bırakın. en önemlisi kadınları rahat bırakın artık, kadın bedeni, kadının innancı üzerinden siyaset yapmayı bırakın. yeter.

ister chp, ister akp, her türlü yönetimin faşizminden nasibini alan bizim aydınlığımız. sizlerin en azından nemalanabildiğiniz bir taraf var. bizim tarafımız yok. arkasına sırtımızı dayayacağımız bir hükümet yok. bizim tarafımız biziz, ta kendimiziz. o yüzden bizim cürmümüz sizin yarattığınız karanlığı aydın etmeye yeter de artar bile.

arkanız sağlam, rahat olun...

sakinleşin...

şşş...