Nakış öğretmenleri 500 kadro istiyor
Nakış Öğretmenleri olarak Bilgi Edinme Kanunundaki haklarımızı kullanarak 81 İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden Kız Meslek liseleri, Çok Programlı Liseler ve Halk Eğitim Merkezleri gibi kurumlarda "Nakış” eğitimi veren, kadrolu olmayan, ücretli öğretmen ve/veya usta öğretici olarak kaç kişinin istihdam edildiğinin bildirilmesi istenmiş olup 81 İlden gelen cevaplarda sayısal olarak yaklaşık “Nakış” eğitimi veren 3.500 kişinin üzerinde ücretli öğretmen ve usta öğretici olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Buna göre bölüm açığımızın en az 3.500 olması gerekir. Ancak bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından branşımıza çok az kontenjan vermişlerdir. Branşımıza 2003 yılında 2 kişi, 2004 yılında 23 kişi, 2005 yılında 105 kişi, 2006 yılında 70 kişi, 2007 yılında 0 kişi, 2008 yılında 37 kişi, 2009 yılında 18 kişi, 2010 yılında 22 kişi, 2011 yılında 16 kişi, 2012 yılında 14 kişi, 2013 yılında 137 kişi, 2014 yılında 5 kişi, 2015 Şubat ayında ise 87 kişi, atanmıştır. Görüldüğü üzere Bakanlığımızda çalışan kişi sayısı ile verilen kontenjanlar arasında bariz adaletsizlik olduğu anlaşılmıştır. Branşımızda kadrosuz olarak Konyada 235, Samusunda 195, İzmirde 191, Doğu illerimiz olan Elazığda 131 Van da bile 75 kişi çalıştığı tespit edilmiş olup yalnızca bu 5 ilimiz toplamının yarısı 13 yılda Nakış Öğretmenliğine atanan sayıya yakın olması tam anlamıyla adaletsizliktir. Halk Eğitim Merkezleri Müdürleri tarafından Norm kadro açığımız çok düşük tutulduğundan Bakanımız ve müsteşarımızı yanıltmaktadır. Nakış Öğretmenleri olarak Bu adaletsizliğin sayın Bakanımız Nabi AVCI, Sayın Müsteşarımız Yusuf TEKİN ve diğer değerli bürokratlarımızdan düzeltilmesini arz ediyoruz. Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine ilişkin 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının “Ders ücreti karşılığında görevlendirme başlıklı 9 uncu maddesinde Öğretmen sayısının yetersiz olması halinde, İlgili mevzuatında belirtilen esaslara göre uzman ve usta öğretici olarak ek ders görevi verilebilir. Hükmü yer almaktadır. Yani yönetmelikten anlaşılacağı üzere usta öğreticilerin öğretmenliğe gerekçe olarak norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması gösterilmektedir. Usta öğreticiler Halk Eğitim Merkezlerinde vasıfsız o işin eğitimini almamış sadece sertifikaya sahip lise veya önlisans mezunu olarak EĞİTİM veren kişiler olup adları ÖĞRETMEN olarak geçmektedir. Yani Ücretli öğretmenlikten daha aşağı seviyede bulunmaktadır. Ders saatine göre ücret alındığından ücretli öğretmenlerle aynı ücreti almaktadır. Az ücret alındığından dolayı Bakanlık tarafından usta öğreticilerin devlete yükü olmadığından dolayı tercih edilmektedir. Ancak insanca yaşamak için bu bedel yetersizdir ve insan onuruna yakışmamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Yönetim Kurumlarının 38. maddesinde; “Okullarda görevlendirilen usta öğreticiler ise dersin öğretmeniyle birlikte haftada 40 saate kadar derse girebilirler.” Hükmü bulunmaktadır. Yönetmeliktende anlaşılacağı üzere usta öğreticinin yalnızca ders veremeyeceği bu işin öğretmeniyle yani Üniversitelerin Mesleki Eğitim Fakültesi Nakış Öğretmenliği Bölümü Mezunlarıyla birlikte haftada 40 saate kadar ders verebileceği belirtilmektedir. Bu yönetmelik yalnızca Özel Eğitim Kurumlarında geçerli olup Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde geçerli değildir. Ancak bu konu hakkında da Danıştay 12. Dairesinin 2005/5116 esasına kayıtlı davada Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen ihtiyacını gidermek için 657 sayılı Yasanın 4/c maddesi kapsamında ve “kısmi zamanlı geçici usta öğretici” adı altında geçici personel çalıştırmasına dair 01.09.2005 gün ve 2005/78 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Genelgesinin iptali istemiyle açılan davada;Öğretmenlik mesleğinin asli ve sürekli bir kamu hizmeti olduğu, geçici personel statüsündeki usta öğreticilerle bu hizmetin yürütülemeyeceği gerekçesiyle genelgenin yürütmenin durdurulmasına ve bilahare iptaline karar verilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleride bu kararı onamıştır. Aynı yöndeki diğer davalarda verilen kararlardan da Danıştay 12. Dairesinin 13.06.2008 tarih 2007/101 E., 2008/3643 K. sayılı kararı ve Danıştay İdari Davalar Kurulunun 26.11.2012 günlü 2008/1667 E., 2012/2248 K. sayılı ilamı, Daniştay 12. Dairesinin 17.03.2010 tarih ve 2007/1892 E., 2010/1543 K. sayılı ilamı Danıştay 2. Dairesinin 25.05.2011 tarih ve 2009/377 E., 2011/2103 K. sayılı ilamı, Danıştay 2. Dairesinin 25.05.2011 tarih ve 2009/4055 E., 2011/2104 K. sayılı ilamı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25.02.2010 tarih YD itiraz No 2009/950 kararları ile de asli ve sürekli kamu hizmetlerinin geçici personel istihdamıyla yürütülemeyeceği belirtilmektedir. Yani kısaca Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığına kısmi zamanlı usta öğretici yerine branş öğretmeni çalıştır demektedir. “öğretmenlik mesleği” yasa ve yönetmeliklerle düzenlenen, eğitim-öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olup, eğitim-öğretim faaliyetlerinin öncelikle öğretmenler eliyle yürütülmesi temel kuraldır. Milli Eğitim Bakanlığınca Branşımızdan 13 yıldır az kontenjan alındığından Halk Eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticilerin geçici olan statülerinin sanki sürekli ve asli memur gibi hale getirilmemesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 6. Maddesinde ise öğretmenliğe atanma şartlarını taşıyan öğretmen adayının, KPSS sınavında taban puanı aşarak başarılı olanlar arasından puan durumuna göre açık kadrolara atanacağı belirlenmiştir. Buna göre BRANŞ öğretmenleri olarak KIZ MESLEK LİSELERİNE ve HALK EĞİTİM MERKEZLERİNE NAKIŞ ÖĞRETMENLİĞİ BRANŞINA 500 (BEŞYÜZ) KİŞİLİK ADALETLİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMASINI istiyoruz.
PAYLAŞ
Neslihan Boybeyi İmza kampanyasının sahibi ile iletişime geç
Bu internet sitesinin yöneticisinden duyuruBu dilekçeyi kapattık ve imza sahiplerinin kişisel bilgilerini kaldırdık.Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR), kişisel bilgilerin saklanması için meşru bir gerekçe gerektirmekte ve bu bilgilerin mümkün olan en kısa süre boyunca saklanmasını şart koşmaktadır. |